Her şey benim adıma geçen sene Ağustos ayında başladı. Üniversiteden sonra yıllardır görüşmediğim ama sosyal medyadan sürekli irtibat halinde olduğum, Viyana’da yaşayan değerli arkadaşım Çağdaş; hem kendisiyle görüşmek, hem de kurucusu olduğu PS:EUROPE ekibi ile tanıştırmak için beni Taksim’de bir kafeye davet etti. Çağdaş ile hasret gidermiş, ekipteki değerli insanlar ile bu şekilde diyalog kurma fırsatı bulmuştum…

Peki, neredeyse tamamı Sosyal Bilimci olan bu gençler arasında teknik bir insan olan ben, tam olarak ne yapacaktım? Aslında bu soru Ağustos ayından önce, yılbaşı zamanı Çağdaş tarafından sorulmuştu ve konu belliydi; enstitünün web sitesi. Ağustos ayına kadar olan süreçte ekip oluşmuş ve beyin fırtınası şeklinde yapılacaklar netlik kazanmaya başlamıştı. Eksik olan tek (teknik) konu için ekibe dahil olmuştum…

Elimizde bir web sitesi vardı lakin hem göze hoş gelmiyordu, hem de kullanışsızdı. Bu süreci, eski şirketimden çalışma arkadaşım ve değerli dostum Erhan ile yürüttük. Benim yetkinliğim daha çok görsel ve tasarıma yönelik olduğu için kod ve teknik altyapı sürecinde Erhan desteğini hiç eksik etmedi ve halen birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bu yazı ile kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. Bizimle paylaşılan zaman çizelgesine sadık kalabilmek adına hemen mevcut siteyi analiz ettik ve ekibin istediği düzenlemeleri hızlıca hayata geçirdik. Bu süre zarfında hem Türkiye hem de Viyana’daki (bu noktaya yazının ilerleyen kısımlarında ve “PS:EUROPE Dönem Aktiviteleri” yazısında değindim) arkadaşlara, altyapısı WordPress olan bu sitenin yönetimi hakkında bilgilendirmeler yaptım. Bugün http://ps-europe.org sitemiz, Türkçe/İngilizce/Almanca olmak üzere üç farklı dilde başarılı şekilde yayın yapıyor…

Hikayeye dahil olduğum noktayı sizlerle paylaştım. Peki, biz kimiz veya sizin ağzınızdan soralım, kimdir bu PS:EUROPE? İlk olarak ismimizin açılımını yapacak olursam; Avrupa Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (Political and Social Research Institute of Europe). Avusturya merkezli, bağımsız ve tarafsız bir sivil toplum kuruluşuyuz. PS:EUROPE olarak siyasi analizler, akademik araştırma projeleri ve sosyal politika önerileri üretiyor, bunları kamuoyu ile paylaşıyoruz. Enstitümüzün temel amacı bağımsız araştırmacılar, sivil toplum kuruluşları ve Avrupa’daki aktivistleri bir araya getirecek akademik ve sosyal paylaşım platformu oluşturmak. PS:EUROPE olarak aynı zamanda eğitimler, seminerler ve uluslararası konferanslar düzenlemekteyiz. Genç araştırmacılar tarafından kurulan bu ekibin tüm faaliyetlerinde izlediği yol bireysel özgürlüklere, dünya barışına, demokrasiye, sosyal adalete ve kalkınmaya katkıda bulunmak. Ocak 2015’te kurulan ekibimizin kadrosunda Avrupa’nın saygın üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam eden genç araştırmacılar bulunmakta. Yayın ilkelerimiz ve yayın politikalarımız genel çerçevede çizilmiş durumda. Ekibimiz ve dönem aktivitelerimizle ilgili detaylı bilgilerin yer aldığını “PS:EUROPE Dönem Aktiviteleri” başlıklı ikinci bölümü mutlaka okumalısınız!

PS:EUROPE bundan böyle bir marka! Görünürlüğümüzü arttırdığımız bu çalışmalarda, özellikle Brown Bag seminerlerinin lezzet sponsoru Doğacıyız Gourmet’e tekrar teşekkür ediyorum. Cihangir’deki bu güzel işletmenin sahibi değerli dostum Halil İbrahim Pehlivan ile tanışma hikayemi “Cihangir’de Serpme Antakya Kahvaltısı” başlıklı yazımda detaylıca anlatmıştım. Ne mutlu ki onun gibi bir dost edindim ve bu dostluğumuzu ortak bir çalışma şekline çevirdim. Kendim ve ekibimiz ile Cihangir’e sürekli uğruyor ve bu lezzetli kahvaltıların tadını çıkarıyoruz. Siz de bu mekana kayıtsız kalmamalısınız!

Son olarak sizlere, PS:EUROPE’un hayatıma ve çevreme nasıl bir dokunuşu olduğunu açıklamak istiyorum. Hepimizin farklı konularda fobileri var. Benim fobilerimden biri de yurtdışına çıkmaktı. Aslında bunun nedeni benim bu tür bir kişisel seyahate bazı sebeplerden ötürü odaklanamamam. 2010 yılında iş için bir aylığına (Doha) Katar’a gitmiştim ama çevrenizdekiler için basit görünen bazı konular sizin için zor olabiliyor. Nedeni üzerinde, almış olduğum koçluk seanslarında da tartıştık ve aksiyona alma zamanı gelmişti. Bu konudaki en büyük destekçim Viyana’da yaşayan Çağdaş’tı ve kendisinin sürekli çağrılarına Şubat ayında cevap verdim. Sömestr zamanı pasaport ve vize işlemlerini halledip, 9 günlüğüne Viyana’ya gittim ve Çağdaş’ın misafiri oldum. Ne de iyi etmişim, hem PS:EUROPE’un Viyana’daki ekip üyeleri hem de Çağdaş’ın çevresindeki insanlar ile çok değerli dostluklar edindim. Ayrıca Avrupa Birliği (Erasmus+) Projelerine başvuru sürecinde Viyana’daki ekip ile aynı stresi ve tecrübeyi yaşadım. Döndüğümde kafamdaki önemli maddelerden birini daha işaretlemiş bulunuyordum…

Çevreme olan dokunuşu da erkek kardeşimle ilgiliydi. Geçen yaz Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan kardeşim uzun bir dönemdir iş arayışındaydı. Demokratikleşme Okulu etkinliğini düzenlediğimiz günlerde Sabancı Üniversitesi’nde Proje Yönetim Uzmanı olarak çalışan değerli bir dostum, sosyal medyadaki paylaşımlarım üzerine benimle iletişime geçmişti ve ekiplerine acil bir çalışma arkadaşı aradıklarını belirtmişti. Bu talebi hemen enstitüdeki arkadaşlara ilettim lakin tam zamanlı olduğu için ekiptekilerden olumlu dönüş alamamıştım. Sonrasında gelen detaylı iş tanımını inceledikten sonra kardeşimin bu iş için uygun olabileceğini düşündüm ve önerdim. Şükürler olsun ki görüşme süreci hemen işledi ve kısa zamanda ekipte işe başladı. Şu an karşılılıklı memnuniyet içinde çalışmaya devam ediyor. Bu anlattığım olayın da çıkış noktası PS:EUROPE olmuştu…

Bu iki yazıyı okuma sabrı gösteren siz değerli arkadaşlarım; yeni dönem etkinliklerimiz için sizlerin katılımlarını ve desteklerini bekliyorum. Ayın belli dönemlerinde hafta sonu gerçekleşen ve toplumsal konulara değinilen bu önemli aktiviteler karşılıklı olarak birbirimize değer katacak ve bizler arasında network oluşturacaktır. Şimdiden hepinize çok teşekkür ederim…