amberFest konulu bir yazımı daha sizlerle paylaşıyorum. Bu yazı da bir nevi bilgilendirici nitelikte olacak.

Ben de sizin gibi festivalin ismini duyduktan sonra anlamını merak ettim ve ilk araştırma sonuçlarım, “amber” kelimesinin anlamının “kehribar” olduğuna yönelikti. Tam bu noktada amberplatform imdadıma yetişti ve bizle, aşağıda okuyacağınız açıklamayı paylaştı. Okuyup, öğrenelim o zaman.

Bir çok dildeki ortak adıyla “amber”, çam ağacının sarı, bazen kahverengiye çalan, sert, fosilleşmiş reçinesi. Türkçe de kehribar da deniyor. Milattan önce 600’lerde Yunan Filozofu Thales amberi yüne sürtünce toz ve tüy gibi parçacıkları çektiğini gördü. 16. Yüzyılda İngiliz bilim adamı Williem Gilbert başka maddelerde de aynı özelliğin olduğunu gösterinceye kadar bunun sadece ambere ait bir özellik olduğuna inanıldı. Gilbert bu etkiye amberin Yunanca adı olan elektrondan yola çıkarak elektriklenme -elektrification- dedi. amber -Yunancasıyla- hayatı baştan aşağı değiştiren fizik prensibine adını vermiş oldu.

Sanat ve Teknoloji alanındaki yapılanmamıza isim ararken vazgeçilmez bazı ölçütlerimiz vardı. Bu yeni yapıyı temsil edecek isim teknolojiyi anlamlı kılan kavramlara çağrışım yaptırmalı, en önemlisi organik oluşuyla insana yakın olmalıydı; birçok kültürde kullanılan, ortak ve birleştirici bir sözcük olması da önemliydi. “amber” anlamı ve doğasıyla bütün beklentilerimizi karşılayan bir öneriydi. Böylece 2007’nin ilk aylarından başlayarak amberFestival’le düşüncelerimizi hayata geçirmeye ve çalışmalarımızla amber’e yeni anlamlar katmaya başladık.

Elektriğe ismini veren ve yüzyılların birikimini günümüze taşıyan “amber” çekim gücüyle sanatçıları, sanat izleyicilerini ve gençleri teknoloji ve sanat kesişiminde bir araya getirerek organik hayatı teknolojiyle sentezlerken düş gücümüze yön veren teknolojileri ve insanı yorumlamamıza aracılık ediyor.

Ayrıntılı bilgi için: amberplatform.org