Burada keşfedilecek çok şey var!

Bugüne kadar iki kez gittiğim ve her gidişimde farklı heyecanlar yaşadığım, Göztepe’deki İstanbul Oyuncak Müzesi’nin kapısından içeri girerken bir elinizden (varsa) çocuğunuz, ayrılırken de diğer elinizden çocukluğunuz tutacak.

Düşlerin Tarihi, bilim ve sanat alanındaki öncülerin yolu olmuştur. Gerçeklerden önce hayaller gelir. Bu yüzden oyuncak müzeleri geleceğini önemseyen, yarınlarına değer veren toplumlarda çıkar karşımıza.

İstanbul Oyuncak Müzesi, sergilediği oyuncak tarihinin en değerli eserleriyle ziyaretçilerine aydınlanmanın ve uygarlığın ışığını sunuyor. 2005 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı‘nda açılan, şair ve yazar Sunay Akın‘ın kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi’nde, geleneksel ve yerli üretim oyuncakların yanı sıra çeşitli ülkelerin tarihini yansıtan eşsiz örnekler yer alıyor. Böylelikle, gerçeğe dönüşen düşlerin tarihine tanıklık ediyorsunuz. İlk oyuncak üreticilerinden olan Lehmann‘dan, tarihte 100 km’yi geçen ilk akülü arabadan esinlenerek yapılmış “UHU” adlı oyuncağa ve Victoria dönemi oyuncaklara kadar Dünya oyuncak tarihinin en önemli eserleri burada sergileniyor.

İstanbul Oyuncak Müzesi bünyesinde bir konferans salonu ve oyuncaklarla bir arada dinlenip kahve içebileceğiniz bir kafeterya mekanı bulunuyor. Konferans salonu, 65 koltuk kapasiteli ve her türlü etkinlik için teknik donanıma sahip. Salonda ziyaretçilere yönelik dia – pozitif film, film, illüzyon gösterileri ile kukla ve çocuk tiyatrosu gibi etkinliklerin yanı sıra atölye alanında da çocuklara yönelik pek çok atölye çalışması düzenleniyor. Ayrıca müze, doğumgünü organizasyonları ve şirket toplantıları gibi pek çok özel etkinliğe ev sahipliği yapıyor. 2005 yılından bu yana müzede gönüllü olarak çalışan emekli pilot Gürol Kutlu‘nun kaleme aldığı Bir Oyuncak Müzesi Hikayesi isimli kitapta, müzenin erginleşme döneminin de hikâyesi bulunmakta.

Emin olun, çocukluğunuz sizi İstanbul Oyuncak Müzesi’nde bekliyor.

http://www.istanbuloyuncakmuzesi.com