Ekinoks kısaca, 21 Mart ve 23 Eylül günleri gece ve gündüzün eşit olduğu bir zaman dilimidir. Aydınlık ve karanlık, gece ile gündüzün eşitliği bize görülen ve görülemeyen bir dünyanın eşit olabileceğini gösteriyordu.

Biraz da tarihten bilgi verelim. Mısır’ın ikinci büyük şehri olan İskenderiye’de, M.Ö. üçüncü yüzyılda bir gün Eratosthenes isimli bir kütüphaneci kâğıda (daha doğrusu papirüse) yazılmış bir kitapta, Haziran ayının 21’inde saat 12’de Siyen’de toprağa dikilecek bir çubuğun gölgesinin olmayacağı okumuş. Eratosthenes şunu da biliyordu ki bu zamanda çok daha kuzeyde bulunan İskenderiye’de toprağa dikilecek bir kazığın da gölgesi olmayacaktı. Bunun nedeni de tahmin ettiği üzere, dünyanın düz değil yuvarlak olmasıydı ve uzunlukları arasındaki bu fark dünyanın eğiminden kaynaklanıyordu. Bununla birlikte Eratosthenes, gölgeler arasındaki farklılıkları hesaplayarak dünyanın çevresini hesaplayabileceğini de düşünüyordu. O dönemin ilkel araçlarını kullanarak dünyanın çevresinin kuzey/güney istikametinde yaklaşık 40.000 kilometre olduğunu doğru bir şekilde hesapladı.

Bu yazı vesilesiyle Sabiha Kocabıçak’ın şu güzel ve anlamlı şiirini sizlerle paylaşmak isterim:

Yılda iki kez gelir,

O günler…

23 Eylül ve 21 Mart’tır.

Geri kalan günlerde,

Eşitlik aramak,

Beyhudedir…

İnanın bana, bu, gerçektir…

Dünyanın düzeni böyledir…