İnsani faaliyetlerimiz sonucu doğada meydana getirdiğimiz karbondioksit miktarına karbon ayak izi deniyor. Hemen her faaliyetimiz sonucu doğaya salınan karbondioksit, yani karbon ayak izimiz, doğrudan yaşadığımız dünyaya, doğal hayata ve çevremize geri dönülmez ve ekstra bir çaba sarf etmeden telafi edilemeyecek zararlar veriyor.

Küresel ısınmaya, iklim değişikliğine ve bunlara bağlı olarak doğal yaşamın yok olmasına neden olmamak ve gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakabilmek için bireysel olarak alabileceğimiz irili ufaklı birçok önlem var. Dilerseniz bu önlemlere yakından bakalım.

Otomobil Kullanımımızı Azaltabiliriz

Karbon salınımına doğrudan neden olan fosil yakıt tüketiminin günlük yaşamda en çok ortaya çıktığı alanlardan biri ulaşım. Kısa mesafeli yolculuklarımız için yürümeyi ve bisiklete binmeyi tercih ederek karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Daha uzun mesafeli yolculuklarımız içinse toplu taşıma kullanmak daha sağlıklı bir alternatif. Özel aracımızla seyahat etmek zorunda kaldığımızda ise bizimle aynı istikamete giden insanlarla iletişime geçip bir otomobili paylaşmak ideal bir çözüm.

Su Kullanımımızı Azaltabiliriz

Su vb. doğal kaynakları yeterli düzeyde kullanmak ve nasılsa ucuz diye gereğinden fazla tüketme alışkanlığından vazgeçmek de karbon ayak izimizi azaltmak için atabileceğimiz en önemli adımlardan biri. Bulaşık makinemizi dolmadan çalıştırmamak, dişlerimizi fırçalarken musluğu açık bırakmamak ve hatta tuvalette sifon haznesinin içine bir pet şişe yerleştirerek haznenin alabileceği maksimum su miktarını azaltmak bile ufak gibi görünen ancak yıllık bazda düşündüğümüzde ciddi tasarruf yapmamızı sağlayacak adımlar.

Enerji Kullanımımızı Azaltabiliriz

Evimizde enerji kullanımımızı azaltmak için her şeyden önce enerji tasarrufu özelliği taşıyan beyaz eşya, elektronik alet ve ampul gibi seçenekleri değerlendirebiliriz. Bu eşyaların fiyatları daha fazla enerji harcayan muadillerinden biraz daha yüksek olsa da orta ve uzun vadede tasarruf etmiş oluruz. Kullanmadığımız ışıkları söndürmek; ısınma, duş ve çamaşır yıkama gibi faaliyetler sırasında suyu minimum sıcaklıkta kullanmak, güneşli günlerde lamba yakmak yerine perdelerimizi açarak doğal ışıktan faydalanmak da enerji kullanımımızı en aza indirecek pratik yöntemler arasında.

Gıda Tercihlerimize Dikkat Edebiliriz

Aynı boyuttaki bir alanda hayvansal gıda üretmek, bitkisel gıda üretmekten çok daha fazla kaynak gerektiriyor. Bu nedenle de hayvansal gıdaların yoğun olarak tüketilmesi, karbon ayak izi miktarının ciddi düzeyde artmasına neden oluyor. Et ürünleri yerine daha çok sebze tüketerek ve mümkünse organik olanları tercih ederek karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Ayrıca bir sebze ya da meyvenin mevsimi dışında üretilmesi için gereğinden fazla enerji gerektiğinden, gıdalarımızı mevsiminde tüketmeye de dikkat etmeliyiz. Son olarak, market yerine semt pazarlarından alışveriş yapıp gıdalarımızı direkt üreticisinden alma şansı bulduğumuzda, ürünlerin bize ulaşana kadarki el değiştirme sayısını ve kat ettikleri mesafeyi azaltabiliriz. Böylece her bir ara süreç için harcanan enerji ve yakıttan tasarruf edilmiş olur.

Plastik Kullanımımızı Azaltabiliriz

Karbon ayak izimizi azaltabilmek için geri dönüşümü zor ve maliyetli olan, doğada tamamen yok olması ise asırlar alan plastik ürünlerini kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınmamız gerekiyor. Örneğin; market alışverişlerimizde plastik torba yerine bez muadillerini tercih edebiliriz. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise sık ve azar azar alışveriş yapmak yerine tüm alışverişimizi tek seferde yaparak poşet kullanımımızı minimize edebiliriz. Buzdolabı poşetlerinin yerine ise yıkanıp defalarca kullanılabilen balmumundan alternatifleri kullanabiliriz. Ayrıca kendi su şişemizi ve kupamızı yanımızda taşıyarak her seferinde plastik şişede su almaktan ya da tek kullanımlık plastik bardaklara mecbur kalmaktan kurtulabiliriz.

Karbon Ayak İzimizi Telafi Edebiliriz

Ne kadar özenli olursak olalım yaşadığımız modern hayatın zorunlulukları yüzünden karbon ayak izimizi sıfıra indirmemiz mümkün değil. Ancak temel ihtiyaçlarımızı karşılarken bıraktığımız karbon ayak izini telafi etmemizi sağlayacak çok etkili bir yol var: Oksijen salınımı yapan çiçek ve ağaçlar dikmek. Zira doğrudan oksijen üretmekle kalmayan çiçek ve ağaçlar, havadaki mevcut karbondioksiti içlerine çekip karbonu emdikten sonra kalan oksijeni tekrar doğaya bırakıyor. Ağaçlar aynı zamanda sağladıkları serinlikle klima üzerinden yapılan gereksiz enerji harcamasını önlüyor ve gölgeleri sayesinde de etki ettikleri alan içinde buharlaşma miktarını en aza indirerek doğanın su tasarrufu yapmasını sağlıyor. Ağaçların doğal meyveleri de bizi alışveriş sonucu ürettiğimiz karbon ayak izi miktarından koruyor. Kökleri metrelerce derine uzanan ağaçlar ayrıca toprağı bir arada tutarak erozyon gibi doğa felaketlerinin önüne geçiyor.